top of page

Boşanırken Manevi Tazminat

Boşanmanın eşlerle ilgili sonuçlarından biri olan maddi tazminatı geçen haftaki yazımda ele almıştım. Elbette, boşanmaya giden süreçte, eşler çoğu zaman yalnızca maddi değil aynı zamanda manevi zarara da uğramaktadır. Bu nedenle manevi tazminatın da boşanmanın mali sonuçları arasında yer alması şaşırtıcı değildir.

Nitekim maddi tazminat Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiş, hemen akabinde 2. fıkrasında da manevi tazminata ilişkin hüküm yer almıştır:

"Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir."

Buna göre, her boşanma manevi tazminat hakkı doğurmayacaktır, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkının saldırıya uğraması gerekmektedir.

Daha önceki Kanun'da yer alan, manevi tazminat için ‘şahsi menfaatlerin ağır bir surette haleldar edilmesi' gerektiği yönündeki hüküm nedeniyle, evvelce kişisel değerlerin zedelenmesinin ağır surette olması zorunlu idi. Yürürlükteki Kanun'a göre ise kişilik haklarının saldırıya uğraması yeterlidir, mutlaka ağır surette olması aranmaz.

Kişinin yaşam ve sağlığı gibi maddi değerler ile onur, saygınlık, özgürlükler, özel yaşam gibi manevi değerler kişisel değerler olarak kabul edilmektedir. İşte bu değerlere saldırı niteliği taşıyan eylemler sonucunda manevi tazminat söz konusu olmaktadır.

Örneğin, eşlerden birinin diğerine hakaret etmesi, onu istemediğini söylemesi, evden kovması, cinsel açıdan çekici bulmadığını söylemesi, aldatması, şiddet uygulaması, aşağılaması, hastalığında ilgilenmemesi, kürtaja zorlaması kişilik haklarına saldırı teşkil eder.

Burada belirtilmesi gereken önemli bir husus şudur, kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf eğer diğer tarafı affeder veya hoşgörü ile karşılarsa artık bu saldırıya dayanarak manevi tazminat talep edemeyecektir. Yine saldırıdan sonra evlilik birliğinin uzun süre devam etmiş olması da aynı sonucu doğuracaktır.

Manevi tazminat için aranan diğer koşul da kusurdur. Lehine manevi tazminata hükmedilecek tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekir.

Manevi tazminatın miktarının belirlenmesinde dikkate alınacak kriterler, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kişilik hakkına yapılan saldırının ağırlığı, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücüdür. Manevi tazminat, zenginleşme aracı olmayacak makul bir miktar olarak belirlenmelidir.

Son olarak, manevi tazminatın bölünmezliği ilkesi gereğince, ıslahla da olsa artırılması mümkün olmadığından, boşanma davasında istenen tazminat miktarı daha sonra yükseltilemeyecektir.

Bize ulaşın

Cumhuriyet Mahallesi 75. Yıl Bulvarı No:144 Lale Kule Rezidans Kat 7 Daire:141 Yunusemre/MANİSA

0507 505 84 64

bottom of page