top of page
Sphere on Spiral Stairs

İYİNİYETLİ ZENGİNLEŞENEN GERİ VERME BORCUNUN KAPSAMI

TBK. m. 79/I'e göre, iyiniyetli zenginleşenin geri verme borcunun kapsamı, fiilen elde ettiği değil, geri isteme anında malvarlığında mevcut bulunan, henüz elden çıkarmadığı zenginleşme ile sınırlıdır. İyi- niyetli zilyet elinden çıkarmış olduğu zenginleşmeyi, yerine ikame bir değer girmemişse, geri vermek zorunda değildir. Bu takdirde geri verme borcu kalkar. Buna "zenginleşmenin düşmesi" denir. Bunun sebebi, sebepsiz zenginleşme davasının, davalının malvarlığında haksız (sebepsiz) olarak meydana gelen zenginleşmenin davacıya geri verilmesini amaç- lamasıdır. İyiniyetli zenginleşenin geri isteme zamanında malvarlığında herhangi bir zenginleşme mevcut değilse, geri verilecek bir şey olmadığından, geri vermeden söz etmek de doğal olarak mümkün değildir189. Bu söylenenlere uygun olarak TBK. m. 79/I, "Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür." demektedir. İyiniyetli zenginleşenin, zenginleşmenin miktar veya değerini azaltan her türlü fiili, "elden çıkarma" olarak anlaşılmalıdır’90. Bu, zenginleşmenin, zengin- leşenin bir tasarruf yapmaksızın veya ikame bir değer almaksızın tüketilmesi, harcanması ya da yok olması veyahut yok edilmesi şeklinde olabileceği gibi, üçüncü bir kişiye karşılıksız devredilmesi şeklinde de olabilir.


Kanun koyucu bu madde ile haklı bir sebep olmaksızın meydana gelen fiili zenginleşmenin tamamen geri verilme ilkesine iyiniyetli zenginleşen lehine önemli bir istisna getirmiş bulunmaktadır. Bunun sebebi, iyiniyetli zenginleşeni, geri vermeden sonra, zenginleşme gerçekleşmemiş olsaydı içinde bulunacağı ekonomik durumdan daha kötü bir' duruma düşürmemektir191 192. Geri isteme anında zenginleşmenin tamamen veya kısmen elden çıkmış olduğunu ispat yükü, iyiniyetli zenginleşene, yani davalıya düşer19?\ Zenginleşmenin düşmesi veya azalması, hukuki niteliği itibariyle bir def'i olup, bunu davalı ileri sürmedikçe, hakim kendiliğinden (re'sen) göz önünde tutamaz.


Zenginleşenin elden çıkarmış olduğu zenginleşmenin geri verme yükümlülüğünden kurtulabilmesi için, elden çıkarma anında iyiniyetli olması gerekir. Burada söz konusu olan iyiniyet TMK. m. 3'te hükme bağlanmış olan iyiniyettir. Buna göre, malvarlığında meydana gelen zenginleşmenin haklı bir sebebe dayandığı; kazanımın geçerli olduğu kanısında olan, dolayısıyla bu zenginleşmeyi geri verme zorunda olduğunu bilmeyen ve şartlara göre de bilmesi gerekmeyen kimse, "iyiniyetli zenginleşen "dir19\ Zenginleşmenin haklı bir sebep olmaksızın gerçekleştiğini bilen veya bilmek zorunda olan kişi, iyiniyet iddiasında bulunamaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, zenginleşen daha önce iyiniyetli olsa bile, alacaklının zenginleşmeyi istediği veya dava açtığı andan itibaren bu sıfatı sona erer. Zenginleşenin iyiniyeti, TMK. m. 3 'teki kural gereğince asıldır. Kötüniyeti, davacının ispat etmesi gerekir.


195 TBK. m. 79/l'de "geri istenmesi sırasında" denilmektedir.


bb) İade edilecek zenginleşmenin hesaplanması:


aaa) Zenginleşmenin hesaplanacağı tarih:


İyiniyetli zenginleşenin geri verme borcunun, dolayısıyla zenginleşmenin hesaplanacağı tarih, zenginleşmenin fiilen gerçekleştiği tarih olmayıp, alacaklının bu zenginleşmeyi geri istediği tarihtir194 Alacaklı bunu dava dışında bir yolla talep etmişse, o tarih; sebepsiz zenginleşme davasıyla talep etmişse, davanın açıldığı tarih esas alınmalıdır196 Esasen bu tarihten itibaren iyiniyetli zenginleşenin iyiniyeti de sona erer.


Zenginleşme, statik değil, dinamik bir yapı arz eder. Bu yönden iyiniyetli zenginleşenin geri verme ile yükümlü olduğu zenginleşme, "esnek ve soyut bir malvarlığı değeri"dir. Gerçekten, zenginleşmeyi oluşturan ilk değer zaman içinde değişimler gösterir. Bu değerde bazı artmalar veya azalmalar olur. Geri verilecek zenginleşme hesaplanırken bu artma ve azalmalar da göz önünde tutulur. Aşağıda bu husus incelenecektir.


bbb) Zenginleşmeyi oluşturan aktif unsurlar (Aktivposten):

1/a) Zenginleşmeyi oluşturan ilk değer:


Geri verilecek zenginleşmenin hesaplanmasında her şeyden önce zenginleşmeyi oluşturan ilk ekonomik değerden, geri isteme zamanında zenginleşenin malvarlığında mevcut bulunan kısmı göz önünde tutulur. Malvarlığında fiilen mevcut bulunan değer (mal, hizmet vs.), o tür bir değerin piyasada arzettiği objektif, genel değer üzerinden hesaplanır. Örneğin zenginleşmeyi oluşturan değer bir mal ise, bunun piyasadaki satış değeri, bir ev veya büro kullanılmakta ise, böyle bir ev ya da büro için piyasada ödenen emsal kira parası esas alınır.


Malvarlığında mevcut olan değer, nakden alınan veya hesaba kaydedilen bir miktar para olabileceği gibi, karışma, birleşme veya işleme sonunda elde edilen bir mal da olabilir. Ancak, iyiniyetli zenginleşen lehine konulan bu sınırlamanın, zenginleşmenin bir miktar "para"dan ibaret olması halinde pratik bir önemi yoktur. Zira harcanan, elden çıkarılan para yerine, bağışlamalar hariç, malvarlığına başka bir (ikame) değer, örneğin satın alınan bir mal girdiği veya bu para yapılması zorunlu bir gider için kullanıldığı ve bu suretle malvarlığından yapılması gereken bir giderden tasarruf edildiği takdirde gerçek anlamda bir "elden çıkma" söz konusu olmaz. Bu itibarla para zenginleşmelerinde iyiniyetli zengin- leşenin bu parayı elden çıkardığını, malvarlığında böyle bir paranın mevcut olmadığını ileri sürerek..geri vermeden kurtulması oldukça zordur.


Zenginleşmenin bir miktar nakit paradan ibaret olması halinde, geri verme borcunun aynen, yani aynı kağıt veya madeni paranın geri verilmesi şeklinde olması gerekmez. Bunun sebebi para borçlarının ilke olarak cins borcu olmasıdır. Bunun sonucu olarak geri verilecek para zenginleşmeleri, paranın miktar ve değeri üzerinden hesaplanır.


Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borç İlişkileri


1/b) İkame değer:


İlk değerin herhangi bir sebeple geri verilmesinin mümkün olmaması, bunun davalının malvarlığından çıkmış olması halinde, geri verilecek zenginleşmenin hesaplanmasında bu değerin yerine ikame bir değer geçmişse, bu değer göz önünde tutulur. Örneğin ilk değerin üçüncü bir kişi tarafından tahrip edilmesi veya hasara uğratılması ya da telef olması halinde bu kişi tarafından ödenen tazminat veya mal sigorta edilmişse, sigorta şirketi tarafından ödenen sigorta bedeli ya da malın satılması, kamulaştırılması halinde satış veya kamulaştırma bedeli, ikame değeri oluşturur.


Zenginleşen, elde ettiği zenginleşmeyi ihtiyacını gidermek için tüketmiş, bu suretle yapmak zorunda olduğu bir giderden tasarruf etmişse, bu tasarruf da hesaba girer. Zenginleşmenin tüketilmesi halinde, zenginleşen bu zenginleşme olmasaydı malvarlığından tüketim ihtiyacını karşılamak için ne miktar para sarf edecek idiyse, bu miktar bir para ilke olarak geri verme borcunun hesaplanmasında nazara alınır.


Bucher'e göre zenginleşmeyi oluşturan değerin tamamen veya kısmen iyiniyetli üçüncü bir kişiye bağışlanması halinde zenginleşmenin düşmemesi, en azından bunun değerinin bir kısmının bağışlayanın zenginleşmesi olarak hesaba katılması gerekil3. Zira bu zenginleşme olmasaydı, zenginleşen büyük bir ihtimalle kendi malvarlığında bulunan başka bir malını bağışlamış olacaktı.


1/c) Ürünler (hukuki ve ttibif ürünler) ve kullanma yararları:


Davalının ilk zenginleşmeden elde ettiği ürünler de bu değerle nedensellik bağı içinde bulunmak şartıyla geri verme borcunun hesaplanmasında göz önünde tutulur. Ürünler arasında tabii ürünlerle hukuki ürünler yer alır. Ancak, davalının yalnız fiilen elde ettiği ürünler hesaba katılır. Tabii ürünler arasında özellikle zenginleşmeyi oluşturan ilk değerden elde edilen doğal ürün ve meyveler yer alır. Örneğin bir hayvanın süt veya yününün alınması, bir bahçeden meyve veya sebzenin toplanması halinde durum böyledir. Hukuki ürünler arasında faiz, kira geliri ve hisse senedi temettüleri yer alır. Bu nedenle, her şeyden önce zenginleşenin fiilen elde ettiği faizler hesaba katılmalıdır4. Faizin geri verme borcuna eklenmesi halinde bunun oranı kanuni faiz miktarı olan % 9'dur. Ancak, zilyet daha yüksek bir faiz elde etmişse, bunun esas alınması gerekir. Faiz kavramına davalının temerrüt anından itibaren temerrüt faizi de girer. Davacının, parayı faize yatırıp yatırmaması önemli değildir. Zira bu davada fakirleşme değil, zenginleşme esastır. Kira gelirleri ile hisse senedi temettüleri de geri verme borcunun kapsamının belirlenmesinde hesaba katılır.


Kullanma yararlan da ilke olarak geri verme borcunun kapsamına girmelidir. Ancak, bunun için zenginleşenin yapması gereken bir giderden tasarruf etmesi ve herhalde malvarlığında bir artışın meydana gelmesi gerekir. Giderden tasarruf yapılmamış ve malvarlığında bir artış meydana gelmemişse, bu değer, geri isteme zamanında iyiniyetli zengin- leşenin malvarlığında ister bulunsun ister bulunmasın hesaba katılmaz.


İyiniyetli zenginleşenin elde etmeyi ihmal ettiği ürünler, örneğin doğal ürünler (meyve) ve hukuki ürünler (kira ve faizler gibi) hesaba katılmaz. Bu suretle iyiniyetli haksız zilyedin geri verme borcuna ilişkin kuralların burada da uygulanması ve iyiniyetli zenginleşenin elde etmeyi ihmal ettiği ürünlerin, örneğin kira veya faizin geri verme borcunun hesaplanmasında nazara alınmaması gerekir. Ancak, Buhrer iyiniyetli zilyedin elde etmeyi kötüniyetle ihmal ettiği faizlerin hesaba dahil edilmesi görüşündedir.

204 Scbwenzer, sh. 339; Bucber, sh. 692; Oğuzman/Öz, C.2, sh.396; Tunçomağ, sh. 639: Tekinay/ Akınan/Burcuoğlu/Altop, sh. 750; Feyzioğlu, I, sh. 786 vd. Federal Mahkeme de semerelerin zenginleşmeyi artırdığı gerekçesiyle iyiniyetli zenginleşenin elde ettiği faizin de geri verme borcunun kapsamına alınması görüşünü savunmaktadır. BGE 61 II 20; 84 II 186. Scbulin-BSK OR, Art. 64, N. 4'te zenginleşenin fiilen elde ettiği veya en azından elde edebileceği faizin de geri verme kapsamında olduğunu ileri sürmektedir.


ece) Zenginleşmeden düşürülecek değerler (İndirim kalemleri):


Yukarıda da belirtildiği gibi, geri verme yükümlülüğü, iyini- yetli zenginleşenin malvarlığının azalması sonucunu doğurmamalı, özellikle iyiniyetli zenginleşen geri vermeden sonra, zenginleşme gerçekleşmemiş olsaydı içinde bulunacağı ekonomik durumdan daha kötü duruma düşmemelidir. TBK. m. 79/I'in iyiniyetli zenginleşen lehine getirdiği hüküm buna engeldir. Bu nedenle zenginleşme hesaplanırken, bunun kapsamı belirlenirken, aşağıdaki hususlar geri verme borcundan düşürülmelidir.


1/a) Zenginleşmenin edinilmesi, korunulması ve geri verilmesi için yapılan giderler:


Zenginleşen, malvarlığını artıran zenginleşmenin elde edilmesi için bir gider, örneğin noter masrafı yapmış, gümrük vergisi ödemiş, taşıma giderleri yapmış ise, bunların göz önünde tutulması, geri verilecek miktardan düşülmesi gerekir. Aynı şekilde zenginleşmeyi oluşturan şeyin bir yerde saklanması veya depo edilmesi gerekiyor ve iyiniyetli zenginleşen bunlar için kira vs. gibi bir gider yapmış bulunuyorsa, bunlar da geri verme borcundan düşürülmelidir.


Keza geri verme borcunun kapsamının belirlenmesinde zenginleşenin zenginleşmeyi geri vermek için yapacağı giderlerin de hesaptan düşürülmesi gerekir. Bu tür giderler arasında özellikle taşıma veya gönderme giderleri, malın geri verilmesi için gerekli harç, resim ve vergiler sayılabilir.

1/b) Zenginleşmenin sebep olduğu zararların düşülmesi:


Geri verme borcunun hesaplanmasında zenginleşmenin sebep olduğu zararlar da göz önünde tutulmalıdır. Örneğin zenginleşmeyi oluşturan bozuk sütün zenginleşenin diğer sütüyle karışması sonunda onun da bozulmasından veya hasta bir hayvanın diğer hayvanlara da hastalık bulaştırmasından doğan zararlarda durum böyledir.


1/c) Geri istemenin sebep olduğu zararların düşülmesi:


İyiniyetli zenginleşen elde ettiği zenginleşmenin geçerliliğine güvenerek bazı harcama ve giderlerde bulunabilir. Örneğin zenginleşe- nin, elde ettiği zenginleşmenin kendisine ait olduğuna iyiniyetle güvenip herhangi bir malını üçüncü bir kişiye bağışlaması veya normal şartlarda yapmayacağı lüks bir tatil seyahatine çıkması ya da bir arabaya sahip olmasına rağmen daha pahalı yeni bir araba alması halinde durum böyle- dir. Davalının malvarlığında meydana gelen bu eksilmeler nitelikleri itibariyle "güvenden doğan zararlar" olup, bunlar da zenginleşmenin sebep olduğu kayıplardır. Buna, geri istemenin sebep olduğu zarar adı verilmektedir. Bunlar da zenginleşmeyi doğuran hukuki işlemin (kazandırmanın) ortadan kaldırılması nedeniyle meydana geldikleri için geri verme borcundan düşürülmelidir. Zira zenginleşen, malvarlığında böyle bir zenginleşme olmasaydı, söz konusu bağışlama, tatil seyahati veya satın alma sözleşmesi yapmayacaktı. Zenginleşmeye güvenden doğan bu kayıpların ispatı davalıya düşer.


1/d) Hasar sorunu:


İyiniyetli zenginleşen, umulmayan bir olay sonunda telef olan veya eksilen zenginleşmeden sorumlu değildir; hasar alacaklıya aittir212. Bu nedenle, umulmayan olay (hasar) nedeniyle tamamen veya kısmen ortadan kalkan zenginleşme de geri verme borcunun kapsamı belirlenirken göz önünde tutulur, davalının malvarlığında meydana gelen artıştan düşülür.


ddd) Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde geri vermenin hesaplanması:


İki tarafa tam borç yükleyen sözleşmelerin geçersiz olması halinde, taraflardan herbiri diğer tarafın ifa ettiği edimi (zenginleşmeyi) geri vermek zorundadır. Ancak, burada geri verilecek zenginleşmenin nasıl hesaplanacağı doktrinde tartışmalıdır. Bu konuda başlıca iki teori vardır. Bunlar "ikili sebepsiz zenginleşme teorisi" ile "hesap bakiyesi te- orisi"dir213. İkili sebepsiz zenginleşme teorisine göre, iki tarafa tam borç yükleyen sözleşmelerde edimlerini yerine getiren taraflar, birbirlerine karşı bağımsız iki ayrı sebepsiz zenginleşme istemine sahiptir. Böyle bir halde taraflardan herbiri, diğerine karşı sebepsiz zenginleşme davasını ayrı ayrı açmak zorundadırlar214. Her iki talep birbirinden bağımsız olduğu için, taraflardan biri, bütün zenginleşmeyi elinden çıkarmış, dolayısıyla geri verme borcundan kurtulmuş olsa bile, diğer tarafa karşı sebepsiz zenginleşme davası açabilir215. Buna karşılık hesap bakiyesi teorisine göre, iki tarafa tam borç yükleyen geçersiz sözleşmelerde birbiriyle karşılıklılık ilişkisi içinde değiştirilmiş olan edimler birbirinden ayrı ve bağımsız olarak değil, bir bütün olarak düşünülmelidir. Bunun sonunda tarafların karşılıklı olarak ifa ettikleri edimler, geri verme borcu hesaplanırken birbirinden düşürülür. Hesap sonunda taraflardan birinin ifa ettiği edim, karşı taraftan aldığı edimden fazla olduğu takdirde, karşı taraf bu fark oranında zenginleşmiş olduğundan, hesap bakiyesinin borçlusu olur ve bu oranda aleyhine sebepsiz zenginleşme davası açılabilir • Örneğin, A, B'ye geçersiz bir satış sözleşmesiyle 100 bin TL. karşılığında gıda maddesi satmış, sözleşmenin geçersizliği nedeniyle taraflar sonradan verdiklerini geri istemişler, fakat iyiniyetli B'nin elinde bulunan gıda maddesinin 1O bin TL.lik kısmı yok olmuş, bunun yerine de sigorta veya tazminat gibi ikame bir değer girmemiş, kalan kısmı da tüketilmiş ve bu suretle yapacağı giderden tasarruf etmiş ise, hesap bakiyesi teorisine göre B'nin açtığı sebepsiz zenginleşme davasında A'nın geri vereceği zenginleşme miktarı hesaplanırken, B'nin tükettiği gıda maddesinin karşılığı olan 90 bin TL.lik para, A'ya ödediği 100 bin TL.den indirilir ve sonuçta A'nın zenginleşmesi sadece 10 bin TL. olduğundan, yalnız bu miktar bir parayı geri vermek zorunda kalır. Buna karşılık B, gıda maddesinin ta- mam.mı tüketmiş ve bunun piyasa değeri de gerçekten yüz bin lira ise, bu, A'ya ödediği yüz bin liradan indirilir ve sonuçta taraflar zenginleşmiş olmadıklarından birbirine sebepsiz zenginleşme davası açmış olsalar bile, hiçbir şey iade etmezler. İki tarafa tam borç yükleyen sözleşmelerde, örneğin geçersiz bir satış sözleşmesinde zenginleşmeyi oluşturan edim ve karşı edimin, örneğin satış bedeli ile satılan misli malın karışma, birleşme gibi sebepler sonunda mülkiyetinin kazanılması ve tüketilmeden tarafların malvarlıklarında bulunması halinde de indirme yöntemine göre dururı:ı aynıdır. Oysa ikili sebepsiz zenginleşme teorisi kabul edildiği takdirde, her iki taraf birbirine aldıkları şeyi ve parayı geri vermek zorunda kalırlar.


Taraflardan _ birinin ifa ettiği edim konusu malın mülkiyetini sebebe bağlılık ilkesi nedeniyle diğer tarafın kazanamadığı hallerde, devralan, malın mülkiyetini kazanamadığı için zenginleşmez ve ona karşı sadece mülkiyet davası açılır. Buna karşılık devreden, devri bir ivaz karşılığında yapmışsa, bu karşılık oranında zenginleştiğinden, sebepsiz zenginleşme borçlusu olur ve devralan ona karşı sebepsiz zenginleşme davası açar. Ancak, bu halde hesap bakiyesi teorisi uygulanmaz, dolayısıyla devralan, devredenin zenginleşmesini hesaplarken, malı veya bunun değerini geri verme borcundan düşüremez.


Zenginleşenin giderleri isteme hakkı:


TBK. m. 80 zenginleşene, zenginleşmeyi oluşturan şey veya şeylere yapmış olduğu zorunlu ve faydalı giderleri isteme hakkını tanımıştır. Gider, bir kimsenin malvarlığında kendi iradesiyle meydana getirdiği eksilmedir. Zararla gider arasındaki fark, giderde malvarlığında meydana gelen eksilme, bunu yapanın istek ve iradesine dayanırken, zararda bunun irade dışında gerçekleşmiş olmasıdır.


TBK. m. 80, aynen TMK. m. 994 gibi, giderleri, zorunlu gider, faydalı gider ve lüks gider olmak üzere üçe ayırmaktadır. Bir şeyin varlık ve değerinin korunması için yapılması gerekli gidere, zorunlu gider denir219 Örneğin bir evin yıkılan duvarının yapılması; bir hayvana verilen yem için ödenen para zorunlu gideri oluşturur. Bir şeyin değer ve verimini artırmak amacıyla yapılan giderler ise, faydalı gider adını alır. Örneğin kalorifersiz bir eve, kalorifer tesisatının döşenmesi; susuz bir araziye sulama kanallarının yaptırılması için ödenen para, faydalı giderdir. Zorunlu ve faydalı giderler dışında kalan ve sadece şeyin güzelleşmesine, yapanın estetik ve duygusal arzularının tatminine yarayan giderler de lüks giderleri oluşturur. Örneğin zenginleşen haklı bir sebep olmaksızın oturmakta olduğu evin duvarlarına ve tabanına pahalı bir kağıt ve halı döşetmişse, lüks bir gider yapmış olur.


TBK. m. 80, lüks giderlerin ödenmesine ilişkin şartları düzenlememiştir. Ancak, sözü geçen maddeye göre, bu gibi şeylerin esas şeye zarar vermeksizin ayrılması mümkün olduğu ve davacı (alacaklı) da bu şeylerin karşılığını ödemeye razı olmadığı takdirde, zenginleşen bu gibi şeyleri söküp alabilir. Buna karşılık, bu gibi şeylerin esas şeye zarar vermeksizin sökülüp alınması mümkün değilse, kötüniyetli zenginleşen, alacaklıdan hiçbir şey talep edemez. Keza, alacaklı lüks şeylerin karşılığını ödemek istediği takdirde de bunların asıl şeye zarar vermeksizin sökülüp alınması mümkün olsa bile, zenginleşen bunları söküp alamaz.


Giderlerin istenmesi hakkında kural bu olmakla birlikte, TBK. m. 80, faydalı giderler yönünden kötüniyetli zenginleşen aleyhine bir hüküm getirmiştir. Buna göre zenginleşen zenginleşmeyi elde ettiği zaman kötüniyetle hareket etmiş ise, yaptığı faydalı giderlerden geri verme zamanında halen mevcut bulunan fazlalık oranındaki miktarı kendisine ödenir. Buna karşılık, zorunlu ve lüks giderler yönünden kötüniyetli zenginleşen, iyiniyetli zenginleşenin haklarına sahiptir.


Görülüyor ki, sebepsiz zenginleşmede zenginleşenin yapmış olduğu giderleri talep hakkım düzenleyen TBK. m. 80 ile zilyedliğin geri verilmesinde zilyedin yapmış olduğu giderlere ilişkin talep hakkım düzenleyen TMK. m. 994 arasında büyük bir benzerlik vardır. Ne var ki, aynen geri vermeyi öngören TBK. m. 80'nin, sebebe bağlılık ilkesini esas alan hukuk sistemimizde uygulama alanı son derece sınırlıdır. Gerçekten de, sebebe bağlılık ilkesinde zenginleşmeyi oluşturan malın mülkiyeti karşı tarafa geçmediği için böyle bir malın, dolayısıyla ona yapılan giderlerin de sebepsiz zenginleşme davasına, dolayısıyla aynen geri vermeye tabi olması söz konusu olmaz. Bu gibi hallerde sebepsiz zenginleşen yapmış olduğu giderleri TMK. m. 993 - 995 'e göre isteyebilir221 • Buna karşılık, karışma, birleşme gibi hallerde zenginleşen zenginleşmeyi oluşturan malın mülkiyetini aslen kazandığı için bu gibi mallara yapmış olduğu giderler, TBK. m. 80'e göre talep edebilir.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör
İspat Kavramı

Hukuki bakımdan ispat, uyuşmazlığın halli bakımından önem taşıyıp taraflar arasında çekişmeli bulunan vakıalara ilişkin olarak hâkimi kanunda öngörülen ispat araçlarını, yani delilleri kullanmak suret

 
 
 

Yorumlar


bottom of page