UNUTULMA HAKKI
- gözde pasin
- 12 Ağu
- 9 dakikada okunur
a)Tanım
Unutulma hakkının çeşitli yargı kararları ve uluslararası kurumların organlarının görüşleri doğrultusunda literatürde, “bireyin geçmişte hukuka uygun olarak yayılmış ve doğru nitelikteki bilgilerinin zamanın geçmesine bağlı olarak erişimden kaldırılmasını ya da gündeme getirilmemesini talep edebilmesi” olarak tanımlandığı görülmektedir.
“Verilerin işlenmesinin üçüncü bir ülkede kurulan birisi tarafın dan yapılması, bu Direktifte sağlanan bireylerin korunması hususuna engel olmamalıdır; (…) bu durumlarda, işleme, kullanılan yöntemlerin bulunduğu Üye Devlet hukukuna göre yönetilmelidir ve bu Direktifte sağlanan hakların, uygulamada gözetilmesini sağlayacak garantiler olmalıdır; (…) Korumanın esasları; bir taraftan, başta işlemenin yürütülebileceği koşullar ve denetleme makamına bildirim, teknik güvenlik ve veri kalitesi olmak üzere işlemeden sorumlu (…) kişiler üzerine yüklenen yükümlülüklere ve diğer taraftan, bireylere verilen haklara, işlemenin konusu olan verilere, işlemenin yapıldığını bildirime, verilere başvurmaya, düzeltme talep etmeye ve hatta bazı koşullarda işlemeye itiraza yansıtılmalıdır2;”
Söz konusu 95/46 sayılı direktifte değinilen tanımlara göre:
aa)Kişisel Veri: Direktif’in 2/a maddesinde “kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiyle ilişkili her tür veri” olarak tanımlamaktadır. Direktif’te belirlenen kişisel veri kapsamı oldukça geniş olmakla birlikte sınırsız değildir. Yalnızca isim, adres veya kimlik numarası gibi doğrudan bireyin kimliğine atfedilen bilgiler değil elektronik ticaret sırasında gerçekleştirdiği işlem kayıtları, tıkladığı kısayollar, konumunun belirlenmesine yarayan görüntü kayıtları gibi kişisel tercih belirten ve bireye ulaşılmasını sağlayan hemen her türden veri kişisel veri sayılmaktadır.
bb)Kişisel verilerin işlenmesi (işleme): Kişisel verilerin otomatik ya da otomatik olmayan araçlarla toplanması, saklanması, elde edilmesi, değiştirilmesi, okunması, sorulması, kullanılması, üçüncü taraflara aktarılması, yayılması ya da hazır bulundurulması için yapılan işlemlerle verilerin kombinasyonu, bloke edilmesi, silinmesi ya da yok edilmesi suretiyle gerçekleştirilen her türlü müdahale “işleme” kabul edilmektedir. Bu çerçeveden bakıldığında kişisel verilerin işlenmesi tanımı, kişisel verilerin hemen hemen her türlü kullanımını içeren, verinin kayıt altına alınmasından yok edilmesine kadar birçok işlemi ifade etmektedir.
cc)Veri kontrolörü: Kişisel veri işlemenin amaçlarını ve yöntemini birlikte veya tek başına belirleyen kişi, organ, ajans veya kamu kurumunu ifade etmektedir. Veri kontrolörleri gerçek kişiler olabildiği gibi özel ve/veya kamu kurumu tüzel kişiliğini haiz kişiler de olabilir. Müvekkili hakkındaki kayıtları tutan avukat veri kontrolörünün gerçek kişi olduğu duruma örnek gösterilebilir.
dd)Veri işleyicisi: Veri kontrolörü adına kişisel verileri işleyen gerçek veya tüzel kişilere “veri işleyicisi” denilmektedir.
ee)Rıza: Veri öznesinin karşı tarafa, kendisine ait kişisel veriyi işlemesini özgür iradesiyle kabul ettiğini onaylayan her türlü davranış, işaret veya ifade ile açıklanan irade beyanı Direktif bakımından rıza olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu irade beyanının, dışa vurulan, muhatap bakımından objektif bir değerlendirmeyle işlemeye onay vermek şeklinde
anlaşılabilen bir davranış olması gerekmekte olup bu anlamda susma rıza olarak değerlendirilemez.
B)TARİHÇE:
Yargıda unutulma hakkı bağlamında ilk dava ise 13.05.2014 tarihinde ABAD tarafından görüş bildirilerek karara bağlanmıştır. Avrupa Birliği Adalet Divanının (ABAD) 2014 yılında verdiği Google İspanya kararında özetle; arama motorunda yapılan aramada çıkan sonuçların “geçersiz, eksik, tamamen ilgisiz veya sonradan ilgisiz hale gelmiş” ise arama motorları tarafından internet ortamına yüklenen amacını aşan söz konusu kişisel verilerin ve buna ilişkin sonuç listesinde yer alan bilgilerin silinmesi gerektiğinin belirtildiği, kararda ayrıca ilke olarak kişinin özel hayatının gizliliği hakkının, arama motorunun ekonomik çıkarı ile söz konusu kişi adına yapılan arama üzerine kamunun bilgiye erişim hakkının diğer bir ifadeyle bilgi alma hakkının üzerinde olduğu, bu kuralın yalnızca kamunun bilgiyi öğrenmede üstün bir yararı bulunmakta ise uygulanmayacağının ifade edildiği dile getirilmiştir.
25 Mayıs 2018 tarihinde ise Avrupa Genel Veri Koruma Tüzüğü, bu direktifi yürürlükten kaldırmıştır. Açık düzenleme olmamasına rağmen doktrin tarafından unutulma hakkı ise md.17’de düzenlenen silme yükümlülüğü kapsamında değerlendirilmektedir.
C)ULUSAL HUKUK
Her ne kadar mevzuatımızda kavramsal olarak yer verilmese de hukukumuzda bu hakkı sağlamaya elverişli araçların olduğunu söylemek mümkündür:
ANAYASA
V. Devletin temel amaç ve görevleri
Madde 5 – Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
I. Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı
Madde 17 – Herkes, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
A. Özel hayatın gizliliği
Madde 20 – Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz. (Mülga üçüncü cümle: 3/10/2001-4709/5 md.)
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/2 md.) Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.
KVKK
Genel ilkeler
MADDE 4- (1) Kişisel veriler, ancak bu Kanunda ve diğer kanunlarda öngörülen usul ve esaslara uygun olarak işlenebilir.
(2) Kişisel verilerin işlenmesinde aşağıdaki ilkelere uyulması zorunludur:
a) Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma.
b) Doğru ve gerektiğinde güncel olma.
c) Belirli, açık ve meşru amaçlar için işlenme.
ç) İşlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma.
d) İlgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme.
MADDE 7- (1) Bu Kanun ve ilgili diğer kanun hükümlerine uygun olarak işlenmiş olmasına rağmen, işlenmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması hâlinde kişisel veriler resen veya ilgili kişinin talebi üzerine veri sorumlusu tarafından silinir, yok edilir veya anonim hâle getirilir.
İlgili kişinin hakları
MADDE 11- (1) Herkes, veri sorumlusuna başvurarak kendisiyle ilgili; (…)
d) Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme,
e) 7 nci maddede öngörülen şartlar çerçevesinde kişisel verilerin silinmesini veya yok
edilmesini isteme (…) haklarına sahiptir.
Adli Sicil Kanunu
Adlî sicil bilgilerinin silinmesi
Madde 9- (1) Adlî sicildeki bilgiler;
a) Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması,
b) Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikâyetten vazgeçme veya etkin pişmanlık,
c) Ceza zamanaşımının dolması,
d) Genel af, Halinde Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce silinerek, arşiv kaydına alınır.
(2) Adlî sicil bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine tamamen silinir.
(3) Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilmiş olup 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendine göre adlî sicile kaydedilen hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyet hükümleri, kesinleştiği tarihten itibaren mahkûmiyet kararında belirtilen sürenin geçmesiyle, Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce adlî sicil kayıtlarından çıkartılarak arşiv kaydına alınır. Adlî para cezasına mahkûmiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adlî sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.
5651 SAYILI İNTERNET ORTAMINDA YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU YAYINLAR YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARLA MÜCADELE EDİLMESİ HAKKINDA KANUN
Özel hayatın gizliliği nedeniyle içeriğe erişimin engellenmesi
MADDE 9/A- (Ek: 6/2/2014-6518/94 md.) (1) İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, Kuruma* doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını isteyebilir.
*BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ KURUMU
C)YARGI KARARLARI
YARGITAY Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/6/2015 tarihli ve E.2014/4-56, K.2015/1679 sayılı kararında:
"...Unutulma hakkına gelince; unutulma hakkı ve bununla ilişkili olan gerektiği ölçüde ve en kısa süreliğine kişisel verilerin depolanması veya tutulması konuları, aslında kişisel verilerin korunması hakkının çatısını oluşturmaktadır. Her iki hakkın temelinde bireyin kişisel verileri üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, geçmişin engeline takılmaksızın geleceğe yönelik plan yapabilmesini, kişisel verilerin kişi aleyhine kullanılmasının engellenmesini sağlamak yatmaktadır. Unutulma hakkı ile geçmişinde kendi iradesi ile veya üçüncü kişinin neden olduğu bir olay nedeni ile kişinin geleceğinin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin engellenmesi sağlanmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak geleceğini şekillendirebilmesi bireyin yararına olduğu gibi toplumun kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartışılmazdır.
Unutulma hakkı; üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir.”
AYM 2013/5653 sayılı başvuru numaralı 3.3.2016 tarihli kararında ilgili konuyu AY Md. 17/1 bağlamında değerlendirilmiştir:
“O hâlde somut başvuruda devletin pozitif yükümlülüğünün, sulh ceza mahkemelerinin yetkisinde bulunan İnternet içeriğinin yayından çıkarılmasını gerekli kılıp kılmadığı değerlendirilmelidir. Başka bir deyişle sulh ceza mahkemeleri nezdinde bulunan içeriğin yayından çıkarılması ve erişimin engellenmesi yolunun başvuruya konu haber arşivi nedeniyle şeref ve itibar hakkının korunmadığı yönündeki şikâyetler açısından makul bir başarı şansı sunabilecek ve bir çözüm sağlayabilecek nitelikte kullanılabilir ve etkili bir başvuru yolu olup olmadığı tespit edilmelidir.
27. Hukuk sistemimizde İnternet içeriğinin yayından çıkarılmasının, başvurudaki gibi sulh ceza hâkimliklerine başvurmak suretiyle veya hukuk mahkemelerinde açılacak dava yolu ile gerçekleştirilmesi mümkündür (Ahmet Oğuz Çinko ve Erkan Çelik [GK], B. No:2013/6237, 2/7/2015). Ancak somut başvuruda, İnternet'ten kaldırılması istenen haberlerin çok uzun süredir yayınlandığı ve İnternet sitesindeki haber arşivi üzerinden kolayca ulaşılabildiği ve bu şekilde başvurucunun şeref ve itibarını koruma bakımından müdahalenin çok uzun süredir devam ettiği gözetilerek ve başvurucunun şeref ve itibar hakkının korunması ve kişisel verilerin korunması bu yayının bir an önce kaldırılması ile sağlanacağı değerlendirildiğinde sulh ceza hâkimliğine başvuru yolunun somut olayın koşulları açısından etkili bir yol olduğu kabul edilmelidir. Nitekim hukuk mahkemelerinde çekişmeli bir yargılama yolunun, somut olaydaki şeref ve itibarın korunması hakkına yönelik uzun süredir devam eden müdahalenin gecikmeksizin ve süratle bertaraf edilmesi ihtiyacını karşılayabileceği söylenemez (Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu, B. No: 2014/8691, 6/10/2015, § 22).
28. Başvurucunun hakkında yayımlanan haberlere hâlen bir gazetenin İnternet sitesindeki haber arşivi üzerinden kolayca ulaşılabilmesi ve bu arşiv haberin İnternet'ten çıkarılması talebinin reddedilmesi nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğüne ve Anayasa’nın 17. maddesinin ihlal edildiğine ilişkin şikâyetleri açıkça dayanaktan yoksun değildir. Ayrıca başka bir kabul edilemezlik nedeni de bulunmadığı için başvurunun bu şikâyetlere ilişkin kısmının kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.”
Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 05.06.2017 tarihli E:2016/15510, K:2017/5325 sayılı kararında; bir internet sitesinde yer alan haberin güncellik değerini yitirdiği, dolayısıyla haberin o tarihte “gerçeklik ve doğruluk” kriterlerini karşılamasının artık bir önemi kalmadığı, adı geçen habere istenildiği zaman ulaşılmasının, toplum açısından yanlış algılamaya yol açabileceği, haberin yayında kalmasının toplumun ilerlemesi, gelişmesi için bir katkı sağlamayacağı, kamu yararına toplum hafızasında yer etmesi gibi bir etkisi olmadığı, haberin içeriğini oluşturan kişilerin toplumu temsil ve topluma hizmet etme gayesiyle seçilmiş veya atanmış siyasilerden olmadığı gibi, topluma kendini anlatma ve toplumu aydınlatma gayesiyle eser veren sanatçılardan veya aydınlardan da olmaması nedeniyle suç geçmişlerine dair bilgilerin kamuyu ilgilendirmediği belirtilerek unutulma hakkının ifade ve basın özgürlüğüne üstün tutulduğu, ayrıca kararda Kanuna atıf yapılmasa da unutulma hakkının kişisel verilerin korunması hakkı içinde ele alındığı anlaşılmaktadır.
Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 23.06.2020 tarihli 2020/481 sayılı başvuru kararında ise başvurularda yer verilen arama motorlarından ad ve soyadı ile yapılan aramalarda kişinin kendisiyle bağlantılı sonuçlara ulaşılmamasını isteme hakkının indeksten çıkarılma talebi olarak nitelendirildiği, bu kapsamda, arama motorlarının, üçüncü taraflara ait internette topladıkları verilerin işlenmesinin amaç ve vasıtalarını belirledikleri göz önünde bulundurularak Kanunun 3 üncü maddesinde yer verilen tanım çerçevesinde veri sorumlusu olarak kabul edildiği, arama motorunun işletmecisinin otomatik, düzenli ve sistematik olarak internette yayınlanan bilgiyi bulduğu, daha sonra kendi indeksleme programları çerçevesinde alıp, kaydedip, organize ettiği kişisel verileri arama sonuçlarının listesi formunda düzenlediği, sunucuları üzerinde sakladığı, belirli durumlarda açıkladığı ve kullanıcılarına sunduğu dikkate alındığında arama motorları tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin Kanunun 3 üncü maddesi kapsamında ‘kişisel veri işleme” faaliyeti olarak değerlendirildiği, ilgili kişilerce yapılacak başvurunun şekli ve istenilecek bilgi ve belgelerin arama motorları tarafından belirleneceği, ilgili kişinin arama motorları üzerinden kendi adı ve soyadı ile yapacağı bir arama sonucunda gösterilen sonuçların indeksten çıkarılmasına yönelik taleplerin değerlendirilmesinde, ilgili kişinin temel hak ve özgürlükleri ile kamunun söz konusu bilgiyi edinmesinden sağlayacağı menfaatler arasında bir denge testi yapılması, yarışan menfaatlerden hangisinin ağır bastığının gözetilmesi ve bu değerlendirme yapılırken kurulca belirlenen kriterlerin dikkate alınması alınması ancak bu konudaki şikâyetlerin değerlendirme sürecinde dikkate alınacak kriterlerin bunlarla sınırlı olmayacağı, her somut olay özelinde Kurulca ilave ölçütlerin de gündeme gelebileceği belirtilmiştir:
1. İlgili kişi kamusal yaşamda önemli bir rol oynuyor mu?
2. Arama sonuçlarının öznesi bir çocuk mu?
3. Bilginin içeriği doğru mu?
4. Bilgiler kişinin çalışma hayatı ile mi ilgili?
5. Arama sonuçlarında yer alan bilgi ilgili kişi hakkında hakaret, onur kırıcı, iftira niteliği taşıyor mu?
6. Arama sonuçlarında yer alan bilgi özel nitelikli kişisel veri niteliği taşıyor mu?
7. Arama sonuçlarında ulaşılan bilgi güncel mi?
8. Arama sonucunda ulaşılan bilgi kişi hakkında önyargıya sebep oluyor mu?
9. Arama sonucunda yer alan bilgi kişi açısından bir risk doğuruyor mu?
10. Bilgi kişinin kendisi tarafından mı yayımlandı?
11. Orijinal içerik gazetecilik faaliyeti kapsamında işlenen verileri mi kapsıyor?
12. İlgili kişiye ilişkin bilgilerin yayımlanmasında yasal bir zorunluluk var mı?
13. İlgili kişiye ilişkin bilgi ceza gerektiren bir suçla mı ilgili?
D)BAŞVURU YOLLARI
Bu hak yalnızca kişisel verisi işlenen ilgiliye ait olup her koşulda ileri sürülemeyen istisnai bir haktır.
1. Veri Sorumlusuna Başvuru: İlgili kişi yazılı olarak veya KVKK’de yer alan yöntemlerle veri sorumlusuna taleplerini doğrudan iletebilir. Veri sorumlusu, talebin niteliğine göre en kısa sürede ve azami 30 gün içinde işlem ayrıca bir maliyet gerektirmediği sürece ücretsiz olarak bu talebi sonuçlandırmalıdır. Veri sorumlusu talebi kabul eder veya gerekçesini açıklayarak reddeder ve cevabını ilgili kişiye yazılı olarak veya elektronik ortamda bildirir. Başvuruda yer alan talebin kabul edilmesi hâlinde veri sorumlusunca gereği yerine getirilir. Başvurunun veri sorumlusunun hatasından kaynaklanması hâlinde alınan ücret ilgiliye iade edilir. Ülkemizde de arama motorlarına e-başvuru yoluyla bu taleplerin iletilmesi mümkün hale gelmiştir.
2. Kişisel Verileri Koruma Kuruluna Şikâyet: Veri sorumlusuna karşı başvurunun reddedilmesi, verilen cevabın yetersiz bulunması veya süresinde başvuruya cevap verilmemesi hâllerinde; ilgili kişi, veri sorumlusunun cevabını öğrendiği tarihten itibaren otuz ve herhâlde başvuru tarihinden itibaren altmış gün içinde Kurula şikâyette bulunabilir. Ancak unutulmamalıdır ki veri sorumlusuna başvuru yolu tüketilmeden şikâyet yoluna başvurulamaz. Kişilik hakları ihlal edilenlerin ise genel hükümlere göre tazminat hakkı saklıdır.
KAYNAKÇA
Kişisel Verileri Koruma Kurumu, “Unutulma Hakkı, (Unutulma Hakkının Arama Motorları Özelinde Değerlendirilmesi)”, KVKK Yayınları, No:73, Nisan 2025, Ankara.
Çeviren: Yrd. Doç. Dr. Mehmet Bedii KAYA, “AVRUPA BİRLİĞİ ADALET DİVANI’NIN 13 MAYIS 2014 TARİHLİ GOOGLE UNUTULMA HAKKI KARARI” Küresel Bakış, Yıl: 5, Sayı: 17 (Nisan 2015)





Yorumlar