Yenilik doğuran hakların özellikleri:
- gözde pasin
- 1 Oca 2025
- 3 dakikada okunur
aa) Yenilik doğuran haklar, bir defa kullanılmakla tükenen, sona eren haklardır:
Örneğin, kira sözleşmesinin feshinde, seçimlik borçlarda seçim hakkının kullanılmasında, mirasın reddinde, takasta durum böyledir. Hak, bir defa kullanılmakla hak sahibi amacına ulaştığı ve böylece hak tükendiği için, ikinci bir defa kullanılamaz.
bb) Yenilik doğuran haklar, alacak hakkı olmadıkları, dolayısıyla bir edimi kapsamadıkları için ilke olarak zamanaşımına bağlı olmayıp, hak düşürücü süreye tabidirler:
Hak düşürücü süreler zamanaşımı sürelerine oranla daha kısadır. Bu süre içinde kullanılmayan yenilik doğuran haklar düşer, bir daha kullanılmaz. Örneğin, sözleşmenin yapılmasında esaslı yanılmaya düşen A, karşı taraf B'ye yanılmayı öğrendiği andan itibaren 1 yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmek zorundadır (TBK. 39). Aynı şekilde, TMK. m. 606'ya göre, miras üç ay içinde reddolunmalıdır. TBK. m. 3 ve 4'te olduğu gibi, bazı yenilik doğuran haklar bir süreye de tabi tutulabilirler.
Yenilik doğuran hakların kısa bir süreye bağlı olması, her şeyden önce, karşı tarafın hukuki durumunun mümkün olduğu kadar çabuk aydınlığa kavuşması, sonra da hakların sürekli haklardan olmamalarıyla izah olunabilir. Yenilik doğuran davalar da genellikle, hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Nitelikleri itibariyle bir yenilik doğuran dava olan ölüme bağlı tasarrufların iptali davası ile tenkis davası, bu duruma örnek gösterilebilir65. Bununla birlikte, hiçbir süreye tabi olmayan yenilik doğuran haklar da mevcuttur. Nitekim, TMK. m. 88, 89'da düzenlenmiş olan yenilik doğuran haklarda süre söz konusu değildir. Sürekli borç ilişkileri, önemli ve haklı sebeplerle feshedilebilir. Hak sahibi, önemli sebebi öğrenir öğrenmez dürüstlük kuralına göre en kısa süre içinde fesih hakkını kullanmalıdır.
cc) Yenilik doğuran haklardan, kullanıldıktan sonra dönmek (bunları geri almak) mümkün değildir:
Bu haklar yukarıda da belirtildiği gibi, bir defa kullanılmakla sona erer, tükenir. Sona ermiş, tükenmiş bir haktan dönmek ise, artık hak mevcut olmadığı için, söz konusu olamaz. Tarafların anlaşmaları veya yenilik doğuran hak sahibinin, hakkı kullandıktan sonra bundan feragati durumu de- ğiştirmez66. Ancak, taraflar anlaşarak. yenilik doğuran hakkın kullanıldığı hukuki ilişkiyi yeniden kurabilirler. Örneğin, feshedilen bir kira sözleşmesi, fesih beyanının karşı tarafa ulaşmasıyla sona erer. Bu takdirde taraflar kira ilişkisinin devamını istiyorlarsa, yeniden bir kira sözleşmesi yapmak zorundadırlar. Hak sahibinin fesih beyanından dönmesini kabul eden karşı tarafın, bu davranışı, olsa olsa yeni bir sözleşme ilişkisinin kurulması olarak yorumlanabilir.
Diğer taraftan yenilik doğuran hakkın kullanılmasıyla meydana gelen sonuçlardan dönülebileceğinin kabulü, hukuki istikrar ve güven ilkesine de aykırı düşer.
dd) Yenilik doğuran haklar şarta bağlanamaz:
Bunlar, kesinlik ve açıklık isteyen, bu sebeple de şarta yabancı haklardır. Oysa, şart tanımı itibariyle gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olmayan gelecekteki bir olaydır. Nitekim TMK. m. 609/11, yenilik doğuran bir hak olan mirasın reddinin kayıtsız şartsız olmasını öngörmüştür. Bunun tek istisnası, doktrinde iradı şartta kabul edilmektedir.
ee) Yenilik doğuran haklar, dürüstlük kurallarına uygun olarak kullanılmalıdır:
TMK. m. 2'ye göre, her hakkın kullanılması dürüstlük kuralına uygun olmalıdır. Yenilik doğuran haklar da, bir hak olduğundan, bunların da bu ilkeye tabi olması, genel kurala istisna teşkil etmemesi gerekir.
ff) Yenilik doğuran haklar devredilebilen haklardandır:
Yenilik doğuran haklar, ilke olarak içinde bulunduğu hukuki ilişki veya hak ile birlikte, bunların devri mümkün olduğu takdirde, bir başkasına devredilebilir. Bu nedenle, TBK. m. 183 ve 194'ün içerdiği hükümler göz önünde tutularak yenilik doğuran hakların devrine de alacağın devrine ilişkin hükümler, kurumun özelliği engel olmadıkça veya özel şartlar bulunmadıkça kıyasen uygulanır • Engelleyici şartlar, bazı yenilik doğuran hakların özelliğinden doğar. Örneğin yasal önalım hakkı, üçüncü bir kişiye devredilemez. Çünkü yasal önalım hakkı, ancak paylı mülkiyette pay sebebiyle paydaşlar arasında söz konusu olduğundan, paydaş sıfatı elde edilmedikçe, bu hak devredilemez. Buna karşılık, bir paydaş diğer paydaşa önalım hakkını devredebilir.
Yenilik doğuran hakların başkalarına devri ile mirasçılara geçmesi sorunları arasında yakın bir ilişki vardır. Gerçekten, miras yoluyla geçmeyen yenilik doğuran hakların, başkalarına devri de mümkün değildir. Kişiye sıkı sıkıya bağlı yenilik doğuran haklar, miras yoluyla geçmeyeceği gibi, sağlar arası devre de konu olamaz. Örneğin evlenmenin iptalini talep hakkı, kişiye bağlı bir yenilik doğuran hak olduğu için miras yoluyla mirasçıya geçmez. Ayrıca, bağımlı yenilik doğuran haklar da bağlı oldukları haktan veya hukuki ilişkiden bağımsız olarak devredilemez. Bu tür yenilik doğuran haklar, ancak bağlı oldukları temel hak veya hukuki ilişkiyle birlikte devredilebilirler. Aile ve miras hukukundaki bağımlı yenilik doğuran haklarla, genel bağımlı yenilik doğuran haklardan fesih, dönme, iptal, takas, seçim hakkı da tek başlarına devredilemezler. Kişiye bağlı olmayan yenilik doğuran haklar, miras yoluyla kural olarak mirasçılara geçer. Bağımsız yenilik doğuran haklar, tek başlarına, bağımlı yenilik doğuran haklar ise ancak temel hak ve ilişkiyle birlikte miras yoluyla geçebilirler. Ancak, her şeyden önce temel hakkın da miras yoluyla geçişe elverişli olması gerekir. Nitekim yukarıda belirtildiği gibi, kişiye sıkı sıkıya bağlı yenilik doğuran hakların miras yoluyla geçmesi mümkün değildir. Ayrıca, devri mümkün olan yenilik doğuran haklar, haciz ve iflasa da tabi haklardır.
Comments