YENİLİK DOĞURAN HAKLARI KULLANMA ŞEKLİ
- gözde pasin
- 1 Oca 2025
- 2 dakikada okunur
Yenilik doğuran hakları kullanma şekli:
Yenilik doğuran haklar ya hak sahibinin tek taraflı irade beyanıyla ya da yenilik doğuran bir dava ile kullanılır. Yenilik doğuran haklar, ilke olarak hak sahibinin diğer tarafa varması gerekli tek taraflı bir irade beyanıyla kullanılır. Hak sahibinin tek taraflı irade beyanından oluşan yenilik doğuran işlemler bir özel hukuk işlemidir. Yenilik doğuran işlem, bazı yazarlara göre hukuken bir tasarruf işlemi niteliği arz eder. Ancak, tasarruf işlemi, doğrudan doğruya bir hakka etkide bulunur, tesir eder. Yenilik doğuran işlem ise, genellikle hukuki ilişkiyi etkiler. Bu bakımdan, yenilik doğuran işlemin, "geniş anlamda tasarruf işlemi" olarak nitelendirilmesi mümkündür.
İrade beyanı karşı tarafın (muhatabın) hakimiyet alanına ulaştığı anda varmış sayılır. Örneğin irade beyanını içeren mektubun, muhataba ait posta kutusuna konmuş veya evine bırakılmış ya da onun adamlarından birisine verilmiş olması yeterlidir. Yenilik doğuran işlem, yani hak sahibinin irade beyanı, geçerlilik için ilke olarak bir şekil koşuluna tabi değildir. Ancak, yenilik doğuran davalarda, irade beyanının mahkemeye yöneltilmiş olması gerekir.
İrade beyanının muhataba varması ile yenilik doğurucu sonuç, kendiliğinden meydana gelir. Muhatabın bu beyanı kabul etmesi şart değildir. Örneğin, kabul beyanı, önerenin hakimiyet alanına ulaştığı anda, sözleşme kendiliğinden kurulmuş olur. Keza, takas beyanının muhataba varması ile takas yapılmış, dönme veya fesih beyanının, diğer tarafa ulaşmasıyla mevcut bir borç ilişkisi (hizmet veya kira sözleşmesi) sona ermiş olur. Bu sonuçlar yenilik doğuran hakların hukuki niteliği gereği kendiliğinden meydana gelir. Bu bakımdan yenilik doğuran haklar, icraları için dava açılmasını gerektirmezler. Ancak, yenilik doğuran hakkın usulüne uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, taraflar arasında uyuşmazlık (ihtilaf) konusu olursa, bu hususun aydınlatılması için bir tespit davası açılabilir. Dava üzerine hakimin vereceği karar, muhatabı bir edime mahkum edici nitelikte olmayıp, sadece yenilik doğuran hakkın usulüne uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını tespit eder. Eğer hakim, kararında hakkın usulüne uygun olarak kullanılmış olduğunu tespit ederse, istenilen sonuç kararın verildiği anda değil, hakkın kullanıldığı anda meydana gelmiş olur.
Yenilik doğuran haklar, ancak istisnai hallerde dava yoluyla kullanılır. Bu tür davalara, yukarıda da belirtildiği gibi, yenilik doğuran dava, dava sonunda verilen hükme de yenilik doğuran hüküm denir. Yenilik doğuran dava ile davacı, var olanın bir hukuki durumun değiştirilmesini veya ortadan kaldırılmasını veya yeni bir hukuki durumun yaratılmasını ister6\ Yenilik doğuran dava hakkı da hak sahibinin tek taraflı irade beyanıyla kullanılır. Yenilik doğuran davalarda dava açma yalnız bir usul işlemi değil, aynı zamanda hukuki işleme ilişkin bir irade açıklamasıdır. Davayı açıp usul işlemlerini başlatmaya ve devama sadece hak sahibi karar verir. Yenilik doğuran davaların temelini, alacak hakkında olduğu gibi, hak sahibinin muhataba yöneltilmiş bir talebi teşkil etmez. Zira bu davalarda muhatap (davalı) bir davranışa, yani bir edimi yerine getirmeye mahkum edilmez. Yenilik doğuran davalar, bir edim veya tespit davası değildir. Yenilik doğuran hükümlerin icra ve infazına gerek yoktur. Böyle bir hüküm kesinleştiği anda kurucu (inşai) etki ve sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir.





Yorumlar